Geçtiğimiz günlerde bir denizaltı, Titanik batığını görmek için dalış yapmış ve kısa bir süre sonra da kaybolmuştu. “Titan denizaltıdan haber alınamıyordu” bu haber gündeme bomba gibi düştü.
Açıkçası haberi ilk duyduğumda hem çok heyecanlandım hem de oldukça şüphe duydum. “Bu adamlar neyin peşinde” demekten kendimi alıkoyamadım. Kafamda milyon tane bilim kurgu senaryosu geçti ama yolcuların profillerine baktığımda bu insanlar bilim insanı değildi.
Bu insanlar fazlasıyla zengin insanlardı. Kişi başı 250 bin dolar ödeyip hayatlarının macerasına atılmışlardı. Hatta geminin kaybolduğu süreçte bu beş yolcunun neden böyle tehlikeli bir yolculuğa atıldıkları sorusu çok konuşuldu. Neden?
Uzman psikologlardan bir yığın açıklama geldi. Sonuçta bu ilk değildi. Zengin insanların pahalı deneyimleri yavaş yavaş bir trend haline gelmeye başladı ve bence devamı da gelecek.
Adamlar tehlikeli bir şeyler yapmadan anı yaşayamıyorlarmış artı günlük hayatın sıradanlığıyla böyle başa çıkabiliyorlarmış. Tabi bu açıklamalar bana oldukça uzak onları anlamam mümkün değil. Macera, keşfetmek heyecan bir yere kadar, bundan sonrası kocaman bir delilik.
Yolculardan bir tanesinin de Titanik gemisinde hayatını kaybedenlerle bir bağlantısı olduğu ortaya çıkınca; denizaltı aranırken bolca Titanik’in laneti de konuşuldu.
Titanik gemisi 1912 yılında ilk seferinde batmış, 1500’den fazla insana mezar olmuştu. Yüzyılın en büyük faciası olarak tarihe geçmişti. Batık 111 yıldır okyanusun 4 bin metre altında duruyor. Bunca sene yaşanan her kötü olayı Titanik’le bağlantı kurup bir lanete bağlamayı iyi başarmışlar.
Denizaltı aranırken duyulan en büyük endişe oksijendi. Denizaltının 96 saatlik bir oksijenle yolculuğa çıkmıştı. Bu süre zarfında bulunamazlarsa ekibin nasıl öleceği de çok konuşuldu.
Sonunda denizaltının parçaları bulundu ve yetkililerden denizaltının basınçtan patladığı ve 5 yolcunun öldüğü açıklaması geldi. Tabi bu açıklamalardan sonra bütün gözler denizaltı şirketine çevrildi. Denizaltının ilk seferi değildi. Daha önce de dalışlar yapmış ve aksiliklerle karşılaşılmıştı. Aslında bütün haberlerden sonra böylesi bir felaketin yaşanabileceği kaçınılmazmış gibi geldi bana. Öğrenebildiklerimiz fazlasıyla sınırlı, geriye pek bir şey kalmadığı için bu beş yolcunun gerçekten ne yaşadığı büyük bir sır olarak kalacak gibi.
Gemi batığı orada kaldığı sürece bu tarz girişimler kaçınılmaz gibi görünüyor. İnsanlar denemeye devam edecek.
Titanik’ten sonra Titan’ın da en kısa zamanda filminin yapılacağına eminim ve gerçekten sabırsızlıkla beklemede kalacağım. Bu filmin de kafamdaki çoğu soruya yanıt olacağını tahmin ediyorum.
Sonuçta bu 5 maceraperest insan kendilerine en pahalı mezarı alıp canlarından oldu. Umarım değmiştir.