Geçen yazılarımdan birinde AksuKaraçallı'da bir bakkal dükkanında rastladığım küçük bir kız çocuğunun içimi acıtan durumundan söz etmiştim. Aksu Belediye Başkanı Halil Şahin'in basın danışmanı Zübeyde Yıldız aradı ve o kız çocuğunu bulmak konusunda benden yardım istedi. Bakkalı tarif ettim, oraya giderlerse belki kız çocuğunun kim olduğunu öğrenebileceklerini söyledim. Halil Şahin'in icraatlarına bakınca çocuklar ve engelliler için güzel projelere imza attığını gördüm ve bu duyarlı davranışları için kendilerine teşekkür ettim.

O gün hava çok soğuktu, şiddetli yağmur ve fırtına vardı. Basın danışmanı Zübeyde hanıma geri döndüm, kız çocuğu ve ailesini bulup bulmadıklarını sordum. Bulamamışlar. O bakkala bir kez daha gittim ve kendisine o günü anımsattım. Bakkal o kız çocuğununSuriyeli bir ailenin çocuğu olabileceğini söyledi.

Ben yine de umutluyum. Aksu Belediyesi o kız çocuğunu ve ailesini bulacaktır.

Ona ayakkabı çorap alacaktır.

Suriyeli de olsa.

Ne diyordu Nazım Hikmet o güzel şiirinde:

'En güzel çocuk henüz büyümedi.'

Her çocuk güzeldir ve en güzel çocuk henüz doğmadı be Nazım usta.

***

Yalnızlık üzerine yazılmış en güzel şiirlerden biridir.

Can Yücel Usta'nın;

'Günün aydın, akşamın iyi olsun' diyen biri olmalı.

Bir telefon çalmalı ara sıra da olsa kulağımda.

Yoksa zor değil, hiç zor değil,

Demli çayı bardakta karıştırıp,

Bir başına yudumlamak doyasıya.

Ama 'Çaya kaç şeker alırsın?'

Diye soran bir ses olmalı ya ara sıra...'

Bugün günlerden Cuma; hayırlı gündür.

Bir çocuğa bere alın, atkı takın

Üşümesin diye ayaklarına ayakkabı alın.

Onlara yalnız olmadıklarını hissettirin.