Rhodiapolis, Antalya’nın Kumluca ilçesinde yer alan butik bir antik kent. Kumluca merkeze sadece 3-4 kilometre mesafede, ilçeyi yukarıdan gören bir tepenin üzerinde konumlanmış. Kentin varlığını biz de tesadüfen, yol üzerinde gördüğümüz bir tabela sayesinde öğrendik. Meğer Kumluca’da böyle bir tarihi miras varmış da haberimiz yokmuş.

Whatsapp Image 2025 04 29 At 14.41.13

Antik kent, oldukça yakın bir geçmişte gün yüzüne çıkarılmaya başlanmış. 2006 yılında Akdeniz Üniversitesi’nden akademisyenlerin Kültür ve Turizm Bakanlığı ile iş birliği içerisinde başlattığı kazılar sonucunda birçok yapı ortaya çıkarılmış. Ancak 2012 yılında çalışmalar durdurulmuş ve ne yazık ki Rhodiapolis, son derece kötü bir restorasyon sürecine kurban gitmiş. Ülkemizin birçok tarihi yerinde olduğu gibi burada da ‘restore etmek’ adı altında tarih adeta tahrip edilmiş. Üzeri kapatılmaya çalışılsa da eğer yolunuz bir gün bu antik kente düşerse ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız.

Uzun süre sessizliğe gömülen Rhodiapolis’te 2022 yılında yeniden kazı ve düzenleme çalışmaları başlatılmış. Girişte bir yapı mevcut ancak aktif bir güvenlik ya da gişe sistemi bulunmuyor; sanki terk edilmiş bir yeri ziyaret ediyormuşsunuz hissi hâkim.

Tiyatro binası, kesinlikle kentin en etkileyici yapılardan biri olarak karşımıza çıkıyor. Yarım daire formundaki yapı oturma basamakları yamaca yaslanmış ve Kumluca ayaklarınızın altında, sadece bu manzaranın tadını çıkarmak için bile buraya gelinir. Eğer antik tiyatrolara meraklıysanız burası mutlaka ilginizi çekecektir.

Ancak Rhodiapolis’i özel kılan yalnızca tiyatrosu değil. Kent aynı zamanda antik çağın en cömert hayırseverlerinden biri olan Opramoas’ın memleketi. Opramoas, yalnızca Rhodiapolis’e değil, çevredeki birçok Likya kentinin onarım ve ihtiyaçlarına da maddi destek sağlayan bir şahsiyet. Büyük deprem sonrası Likya’nın bütün kentleri bu depremden fazlasıyla etkilendi. Opramoas’ın desteği ile bu kentler yeniden ayağa kaldırıldı. Onun yaptığı yardımlar detaylı biçimde taşlara kazınmış, adeta birer açık hava arşivi niteliği taşıyan yazıtlarla ölümsüzleştirilmiş. Bu yazıtlar Opramoas Anıtı’nın cephesinde hâlâ okunabiliyor ve antik dünyada bir bireyin toplumla kurduğu ilişkiyi anlamak açısından oldukça kıymetli bir belge niteliğinde. Anıt tiyatro sahnesinin hemen arkasında yer alıyor. Anıtın hemen yanında o dönemlerde halkı güneşten ve yağmurdan korumak adına yapılan üstü kapalı stoanın bir duvarını göreceksiniz. Hatta biraz aşağıda hastaneye giderken bir stoanın daha kalıntılarıyla karşılaşacaksınız. Hastane demişken bu antik kentle ilgili bir detay da bu hastanenin Likya’nın bilinen ilk hastanesi olması ve tıp bilgini Herakleitos’un birçok hastayı burada tedavi ettiği hatta halkın 100 yıl sonra bile Herakleitos adına şiir yazıp anıtına bırakması kalıntılarla ortaya çıktı.

Kentte ayrıca agora, hamam, sarnıçlar, nekropol (mezarlık alanı)  gibi birçok yapı da bulunuyor. Kilise ve halkın yaşadığı yerler tiyatronun üst tarafında yer alıyor. Kentin su ihtiyacı ise tepenin doğal yapısından yararlanılarak inşa edilen sarnıçlar ve kanallarla karşılanmış.

Bugün bu yapılar sessizlik içinde ziyaretçilerini bekliyor. Belki kalabalık turların rotasında değil ama kendi başına keşfetmeyi sevenler için Rhodiapolis gerçek bir hazine. Taşların dili olsa burada binlerce yıllık hikâyeler fısıldardı kulağımıza. Opramoas’ın şehri...

Eğer bir gün yolunuz Kumluca’ya düşerse Rhodiapolis’i mutlaka ziyaret edin. Sadece bir antik kente değil; aynı zamanda insanlık tarihine, yardımseverliğe, estetiğe ve zamana karşı direnişe tanıklık edeceksiniz.