Köyceğiz-Dalyan ismini duyar duymaz yarışa kaydımı yaptırdım. Bu bölgeye gidip kano yapmak için fırsat kolluyordum. Yarış sayesinde bölgede keşif şansı yakaladım.

İlk defa düzenlenen bu yarışta yer almak da heyecanımı körükledi. Bu yarışın en çarpıcı parkurlardan olacağına emindim ve düşünsenize yıllar sonra torunlarıma anlatacağım muhteşem bir macera beni bekliyordu. Bir organizasyonun ilkinde yer alma şansı yakaladım.

Parkuru test etme şansımız olsun diye Cuma gününden yola çıktık. Parkuru önceden görmek yarışa 1-0 önde başlamanızı sağlar. Başlangıç noktasına 100 metrelik kanaldan feribotla geçtik, hangi yarışa feribotla geçerek başlar ki insan? Bu feribot olayı bile yarışa damgasını vurabilir. Bu tarz aksiyonlar yarışa renk katıyor.

Parkur; dağ yolundan Köyceğiz Gölü’nü dolaştırıyor ve ikinci sürpriz ise yol soğuk asfalt. Teknik inişler ve rampalar da cabası. Hatta öyle dönüşler var ki velodromda hissediyorsun kendini, sağ tarafın muhteşem göl manzarası ve zaman akıp gidiyor ama kilometre saatin çok yavaş ilerliyor. Bu yarışta zaman kuralı da vardı. Yolun 23’üncü kilometresinde yani dağ etabını tamamladıktan sonra 1’inci İstasyondan 1 buçuk saatte, yolun 43’üncü kilometresinde 2’nci İstasyondan da 2 saat 15 dakikadan önce geçemezseniz diskalifiye oluyorsunuz. Dağdan indikten sonra karada ölüm yok. Dağda düşecek o kadar güzel yer varken ben, Köyceğiz’in içindeki bisiklet yolunda düştüm. Galiba yarış öncesi düşmelerim gelenekselleşmeye başladı. Dizlerimdeki yaralar hiç geçmeyecek gibi. Köylerden geçtikten sonra güzel asfalta kavuştuk ama bu sefer de dolu başladı. Durmadık çünkü hava kararmadan Dalyan'a dönmemiz gerekiyordu. Burası hava durumu açısından çok ilginç bir bölge çünkü Dalyan’a döndüğümüzde her yer kupkuruydu.

Bu test sürüşünden sonra istediğim tek şey yarışta özellikle dağ inişinde yağmurun yağmaması oldu. Ertesi gün yarış kitlerimizi almaya gittiğimizde herkes dağ parkurundan bahsediyordu. Soğuk asfalt herkesin gündemi oldu.

Dünyada yapılan yarış organizasyonlarına baktığınızda Fransa ve İtalya Turu’nda adamlar kaymak asfalta yarışmıyor.  Bir sürü köyden geçiyorlar ve bu yarışlar artık gezi turuna dönüşmüş durumda, bisikletle ilgilenmeyen insanlar bile gezi için bu yarışları izler oldu.

O yüzden organizasyonun parkur seçimini çok vizyonlu buldum. Güzel yolda herkes gider önemli olan böyle yollarda yarışmak diye düşünüyorum. Özellikle bu yarış gelişimim için çok şey kattı.

İlk olmasına rağmen ben organizasyonu çok başarı buldum. Samimi, sıcak bir ortam vardı yarış öncesi. Akşam konser bile oldu. Balık-ekmek standı, dondurma standı, bisiklet stantları vardı. Alanda festival havası hakimdi. Geçirdiğim test sürüşünü çok çabuk unuttum.

Yarış günü bir sürü bisikletli feribotla güle oynaya karşıya geçip start çizgisinde yerimizi aldık. Toplamda 354 kişi yarıştık. Türkiye dışından da katılım vardı.

4 kilometre boyunca arabanın arkasında yol aldık. Araç çekilince yarış bizim için başlamış oldu. Başka bir sürpriz; biz test sürüşü yaptıktan sonra yolu bir tık daha düzeltmişler. Bilgilendirmeler işe yaramış olacak ki herkes çok dikkatli ve temkinli bir sürüş yaptı. İnişlerde kaza olmasından çok korkuyordum ama çok şükür kaza olmadı. 1. İstasyondan zamanında geçince çok rahatladım. Son 7 kilometre kaldığında artık baya bir yorgunluk çökmüştü. Son 3 kilometrede artık her yanım ağrıyordu. Sağ salim finiş çizgisinden geçerken dünyanın en mutlu insanı o an bendim.

Yarım saat sonra sonuçlar açıklandığında başka bir sürprizle daha karşılaştım. Kendi kategorimde 3’üncü olmuştum. Anneler Günü’nde aldığım en güzel hediye bu oldu.

Adımın anons edilip kürsüye çıktığım anı asla unutmayacağım. Tam ben madalyamı alıp indikten sonra yağmur indirdi.

Gerçekten organizasyona sonsuz teşekkür ediyorum. Bölgenin gizli kalmış güzelliğini bize gösterdiler. Yol çok iyi işaretlenmiş ve kapatılmıştı, her sapakta jandarma bekliyordu. Süpürücüler ve ambulanslar her yerdeydi. O yüzden güvenli bir yarış oldu. Hiç gerginlik yaşanmadı. Çok güzel insanlarla tanıştım ve çok eğlendim. Yarış bölgenin muhteşem doğasında güzel bir organizasyona imza attı, parkur seçimiyle risk alıp çok dik bir duruş sergilediler ve eminim ilerleyen zamanlarda çok daha iyilerini yapacaklar. Dalyan’a tekrar gitmek için sabırsızlanıyorum.